Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Genel Merkezi’nce, Kobani Davası’nda çıkan kararlara tepki amacıyla Diyarbakır, İstanbul ve Adana’da ‘Halk buluşmaları’ düzenlendi. Diyarbakır’da Dağkapı Meydanı’nda yapılan eyleme Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, DEM Parti milletvekilleri ve çok sayıda kişi katıldı.

Eylemde konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Türk ve Kürt haklarının dayanışma içerisinde olduğunu ifade ederek, “Bu iktidar bölerek, parçalayarak bizi birbirimize düşmanlaştırarak kendi iktidarını sağlamlaştırmak istiyor. Kobani’de de İstanbul, Adana Mersin’de de bu ülkenin onurlu insanları kaderlerini Kürt halkının kaderi ile birleştirmişler. Tarih gösteriyor ki bütün bu baskılara karşı direnerek, direnişi büyüterek Kürt halkı bu zor süreci geride bırakıyor. Bu iki halkı birbirine düşüremeyecekler. Mesele sadece Kürt halkının seçilmişlerinin, siyasi temsilcilerinin, Kürt halkının teslim alınmasının meselesi değildir. Kürt halkının üzerindeki baskı ve sistemin aynı zamanda iktidar tarafından hayata geçirilen sistem olduğunu görmemiz lazım. Diyarbakır’da Van’da insanların özgür olamadığı yerde hiç kimse özgür olmaz. Bu karşı karşıya gelen politikalara karşı, o kadar baskı ve zulme inatla direnen Kürt halkının sesini her yere yaymak zorundayız. Hep beraber, barış, özgürlük, kardeşlik demeliyiz” ifadelerini kullandı.

‘KOBANİ BİR DAVA DEĞİL, KUMPASTIR’

DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise Kobani Davası’nı ‘kumpas’ olarak gördüklerini belirterek, şunları söyledi:

“Bugün aslında Türkiye’de hiç değişmeyen bir devlet aklını protesto için geldik. Kobani Kumpas Davası’nın kararıyla yürüyeceğini sanan devlet aklı ve onun iktidarı Kürt halkının zılgıtından, dövizinden, dilinden, yürüyüşünden korkuyor. Bu alana gelirken alkışlarımız engellendi. Rahatsız oluyorlar, olsunlar. Kürt halkı kendisini ezen, hakikatleri yok sayan bütün iktidarları korkutmaktan vazgeçmedi. Mücadelesini iktidarlar üzerine değil halklar, hakikat üzerine kurdu. Kobani bir dava değil kumpastır. Yükselen demokrasiye kurulan bir kumpas. Kürt halkının özgürlüğü ile halkı ile buluşmasına dönük bir kumpas. Kobani bütün katliamlara karşı herkesin demokrasi çatısı altında bir araya gelebileceğinin adıydı, buna dönük bir kumpastı. Hiç kimse bu mahkemede kendi yazmaya çalıştığı, uyguladığı yasasızlıktan azade olamaz. Bu, başta Kürt halkı olmak üzere ortak yaşam iradesine, demokratik ulusa, demokratik cumhuriyete kurulan bir kumpastır.”