Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Tüzük Kongresi’nde, “DEVA Partisi önümüzdeki yerel seçimlerde tüm ülke sathında kendi ismiyle kendi amblemiyle kendi adaylarıyla seçime girme kararı almıştır. Geniş istişareler sonucunda bu kararı verdik. Çok hızlı bir şekilde adaylarımız belirleyip kampanyaya başlayacağız. 1 Ekim sabahından itibaren durmak yok. Önümüzdeki haftalarda bir yandan ilçe ve il kongrelerimizle teşkilatımızı güçlendirirken bir yandan da DEVA belediyeciliğinin temellerini de hep beraber atacağız” dedi.
DEVA Partisi bugün Ankara’da Tüzük Kurultayı düzenliyor. Partisinin 1. Olağanüstü Kongresi’nin açılışında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, şunları söyledi:
“Ülkemizde zor bir siyasi iklim var. Sözüm ona muhaliflerin kestiği soluğu da görüyorum. Bunlar (iktidar) 5 yıldır yeni anayasa diyor, bir madde ortaya koyabildiler mi? Biz yeni kurulmuş bir siyasi parti olarak 'Parlamenter sistem' dedik ve anayasa metnimizi bütün maddeleriyle ortaya koyduk. İktidardan daha bir madde ortaya konabilmiş değil. Bunlar daha önce muhalefet tarafında yapılmış işler değil. Türkiye’deki klasik muhalefet anlayışı nedir; 'İktidar yapsın biz eleştirelim.' Rahat bir hayat yani. Ülkeyi yönetmeye en hazır partinin DEVA Partisi olduğunu cümle aleme gösterdik. Tüm birikimimizi, emeğimizi Altılı Masa'ya koyduk.
“İTTİFAK DOĞRUYDU, YANLIŞ OLAN İTTİFAK RUHUNU ANLAMAYANLARIN YAPTIĞIYDI”
Biz tarihin doğru tarafında yer aldık, demokrasiden, hukuk devletinden, temel hak ve özgürlüklerden yana taraf olduk. Altılı Masa birlikteliğinin başladığı ilk günden 28 Mayıs seçim gününe kadar yaptığımız tüm çalışmalar tarihin bizim üzerimize yüklediği bir sorumluluktu. Hazineden tek bir kuruş yardım almadan bu mücadeleyi verdik. Başaramadık, vatandaşlarımızın çoğunun onayını alamadık. İttifak ruhunu anlamadılar, tekil hırsalar ve anlamsız kavgalar yüzünden vatandaşlarımız Millet İttifakı'nın bu ülkeyi uyumlu bir şekilde yönetebileceğine ikna olmadı. Vatandaşlarımız her fırsatta eski alışkanlıklarına koşup seçmeni aşağılayanlara, muhafazakardan demokrat olmaz diyerek koskoca bir kitleyi haksızca yaftalayanlara güvenmedi. Vatandaşlarımız bizim her satırına inanarak yazdığımız ortak taahhütlerin dışına çıkan ittifak içindeki muhataplarıyla ekran önünde kavga eden insanlara gönül rahatlıyla oy vermedi, veremedi. İttifak doğruydu, yanlış olan ittifak ruhunu anlamayanların yaptığıydı.
“BİZ DEMOKRASİ BİR MÜSABAKA GİBİ GÖRENLERDEN, İKTİDARIN NİMETİNİ PAYLAŞMA YARIŞI SANANLARDAN DEĞİLİZ”
İttifak; koltuk kapma yarışı değildi, iktidar nimetlerinin nasıl paylaşılacağını seçimlerden 2-3 ay önce konuşmaya başlamak değildi. Bize göre ittifak ülkenin yönetiminde beraberce söz sahibi olmaktı. Sol-sağ, muhafazakar-seküler hiç fark etmez biz 'Tam demokrasi için beraber olalım' dedik. 'Türkiye’nin çıkışı uzlaşma kültüründe' dedik, ama başaramadık. Siyaset hiç bitmeyecek bir mücadeledir. İnandığımız fikirleri inatla anlatmak demektir siyaset. Siyasette kaybetmek, siyaseti sadece koltuk peşinde koşmaktan ibaret zannedenlerin kullandığı bir kavramdır. Seçim sonrası hepimiz büyük bir hayal kırklığı yaşadık doğru, o yüzden bugün işimiz daha da zor bunun da farkındayız. Ama biz demokrasi bir müsabaka gibi görenlerden, iktidarın nimetini paylaşma yarışı sananlardan değiliz. Bakmayın şimdi masaya laf edenlere, o masayı ağır ithamlarla suçlayanlara. Bakmayın o iç çekişmelerini masa üzerinden yapmaya çalışanlara. Şimdi televizyon ekranlarında ittifak ruhunu anlamadan, kendi küçük hesaplarının peşinde koşanlar bizi anlayamaz. Her fırsatta bizlere çamur atanlara, demokrasi birlikteliğini kabahatli bulanlara huzurlarınızda sesleniyorum; mahallelerinize sıkışarak, sadece kendinize benzeyenlerle oturup kalkarak koskoca 85 milyonun sesi olamazsınız, ancak yankı odalarında kendi sesinizi dinler durursunuz.
“BU ZİHNİYETLE BİZİM DERDİMİZ VAR. VATANDAŞIN GÜVENİNİ GETİRİLECEK OY GİBİ GÖREN ZİHNİYETLE BİZİM DERDİMİZ”
Vaktiyle AK Parti’de siyaset yaptığım için beni ve beraberce zamanında AK Parti’de olduğumuz arkadaşlarımı suçlu gibi göstermeye çalıştılar. Ben 2001’den 2015’e dek görev yaptığım, ülkeme hizmet ettiğim her bir günden onur duyuyorum. Yüz milyarlarca doları yönettim ama boğazımızdan bir tek haram lokma geçmedi. Bunların gözü dönmüş aklı şaşmış, mahkum oldukları o dar ideolojik dünya onları bu millete yabancılaştırmış. Seçim bitti, yine dönüp bizimle kavgaya başladılar. Neymiş, AK Parti’den yerince oy getirmediler diye. Bu zihniyetle bizim derdimiz var. Vatandaşın güvenini getirilecek oy gibi gören zihniyetle bizim derdimiz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta bizlere oy vermeyen vatandaşlarımızın eski mahallesine sığınma ihtiyacı bizim yüzümüzden değildi, alın teriyle helal lokmasını kazanmaya çalışan insanlara parmak sallayanlar yüzündendi. Siz bizi kafanızdaki o dar kalıplara sığdıramazsınız.
“HUKUK OLMADAN EKONOMİ OLMAZ, ADALET OLMADIKÇA REFAH ARTMAZ”
İktidar elindeki propaganda makinesini kullanarak sadece sorunların üstünü örtmeye çalışıyor. Bu derin ekonomik krizi vatandaşlarımızın ilgisini bambaşka yerlere çekemeye çalışarak elindeki televizyonlarla ülkedeki sorunları göstermeme çalışıyor. Erdoğan vaktinde benim yakın çalıştığım bazı arkadaşlara kabinede görev vererek vitrini düzeltebileceğini sanıyor. Hukuk olmadan ekonomi olmaz, adalet olmadıkça refah artmaz. Seçimden bu yana bu iktidarın hukuka dönme, hukuk devletini yaşatmayla ilgili tek bir niyet ortaya koymuş değil. Onlar ne kadar pembe tablo çizmeye çalışırsa çalışsın biz ülkemizin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz. Halkımızın satın alma gücü sürekli eriyor. Gübre, tohum, elektrik fiyatları can yakıyor. Zamanında yanlış işler yapıp enflasyonu patlattıktan sonra sadede Merkez Bankası’nın faiz artışıyla bunu çözemezsiniz, yapamazsınız. Bunlar yanlış zamanların reçetesini yanlış zamanda uygulamaya çalışıyor. Olan vatandaşımıza oldu, faiz arttı ne oldu? Esnafımızın, kobilerimizin bana kredisine ödediği faiz bugün yüzde 60’ı, 70’i geçmiş durumda. Faizle mücadele edeceğim diyen Erdoğan’a soruyorum ne oldu?
“AİHM KARARLARINA RAĞMEN İNSANLAR HALA HAKSIZCA CEZAEVİNDE TUTULUYOR BU ÜLKEDE”
AİHM kararlarına rağmen insanlar hala haksızca cezaevinde tutuluyor bu ülkede. Göç meselesi Türkiye’nin en büyük sorunlarından oldu. İktidarın hala bir göç politikası yok. Rast gele dağıtılan vatandaşlıklar bu sorunu gittikçe derinleştiriyor. Türkiye, çetelerin, mafyaların, uyuşturucu çetelerinin cirit attığı bir yer haline geldi. Bir içişleri bakanı değişiyor, bakıyoruz ki kimler kimler sokaklarda rahatça geziyormuş. Yarın bir içleri bakanı daha değiştiğinde acaba buna benzer olaylar bir daha yaşanacak mı, bilmiyoruz. İçişleri bakanının kim olduğuna göre suçlunun suçsuz, suçsuzun suçlu ilan edildiği bir ülke olamaz. Bu ülkeye hukuk devleti denmez.
“SADECE KENDİ MAHALLESİNİ DERTLERİNİ DİLLENDİREN, DİĞER MAHALLEYİ EZMEYE ÇALIŞAN SİYASİ ANLAYIŞA SON VERECEĞİZ”
Yenildiğinizde değil vazgeçtiğinizde kaybedersiniz, biz vazgeçmeyeceğiz. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar. Milletimizle beraber yan yana mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Seçimden bu yana bizleri durmaksızın küçümseyerek, 15 vekil ağızlara pelesenk edildi. Ben DEVA Partisi Genel Başkanı olarak 15 vekil için mi buradayım, siz 15 vekil için mi siyasete girdiniz? Gün gelecek milletimiz DEVA Partisi’ne bu ülkeyi yönetme yetkisini verecek hiç kuşkunuz olmasın. Bizim hedefimiz tüm bu hazırlıkların hayata geçtiği ve her alanda yükselen, fert fert zenginleşecek Türkiye’dir. Biz sadece kendi mahallesini dertlerini dillendiren, diğer mahalleyi ezmeye çalışan siyasi anlayışa son vereceğiz, Türkiye’de nöbetleşe zorbalığı sona erdireceğiz. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayacak her türlü uygulamanın karşısında duracağız. Temel hak ve özgürlüklerin güvenlik gerekçesiyle kısıtlanmasının, ertelenmesinin her zaman karşısında duracağız.
“HÜR TEŞEBBÜS ÖNCÜLÜĞÜNDE KALKINMAYI ESAS ALIRKEN REFAHIN TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE DENGELİ YAYILMASINI SAĞLAYACAĞIZ”
Bir yandan sonuna kadar özgürlükler bir yandan da terör ve terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele, şiddetin her türlüsün hayır demek. Toplumun temel taşı olan aile yapımızın güçlenmesi için gerekli olan her türlü tedbiri alacağız. Hiç kimse DEVA Partisi’nin vatan ve millet sevgisini sorgulayamaz. Irkçı söylem ve tutumların karşısında olmaya da devam edeceğiz. Demokrasiyi tehdit eden nefret söylemlerine karşı karalılıkla mücadele edeceğiz. Hür teşebbüs öncülüğünde kalkınmayı esas alırken refahın toplumun tüm kesimlerine dengeli yayılmasını sağlayacağız, orta direği yeniden ayağa kaldıracağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ şiarı dış politika ve güvenlik konularında temel ilkemiz olacak. Tek bir kişiyi dahi geride bırakmayacağız. Vatandaşlarımız bize bu seçimde demokratik denetim görevi verdi. Biz yalana tevessül eden, vatandaşları aşağılayan, kendine oy vermeyenleri cahil yerine koyan muhalefet anlayışını reddediyoruz. Ülkeyi beriki öteki diye ayrıştıranlara inat bir her zaman uzlaşma, ortak akıl diyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılına hep beraber damgamızı vuracağız.
“DEVA PARTİSİ ÖNÜMÜZDEKİ YEREL SEÇİMLERDE TÜM ÜLKE SATHINDA KENDİ İSMİYLE KENDİ AMBLEMİYLE KENDİ ADAYLARIYLA SEÇİME GİRME KARARI ALMIŞTIR”
Yerel seçimlere tam 6 ay kaldı. Tüm il ve ilçe başkanlıklarımızdan seçimlerle ilgili raporlar istedik. DEVA Partisi önümüzdeki yerel seçimlerde tüm ülke sathında kendi ismiyle kendi amblemiyle kendi adaylarıyla seçime girme kararı almıştır. Geniş istişareler sonucunda bu kararı verdik. Çok hızlı bir şekilde adaylarımız belirleyip kampanyaya başlayacağız. 1 Ekim sabahından itibaren durmak yok. Önümüzdeki haftalarda bir yandan ilçe ve il kongrelerimizle teşkilatımızı güçlendirirken bir yandan da DEVA belediyeciliğinin temellerini de hep beraber atacağız. Bu seferki saha çalışmalarımız biraz farklı olacak, vatandaşlarımızla güzel diyaloglar geliştireceğiz, mahallelerindeki sorunları tek tek tespit edeceğiz. Belediye başkanlarından ne bekliyorlar, hangi sorunlar acil, bütün bunları vatandaşlarımızdan dinleyeceğiz. Az konuşacağız çok dinleyeceğiz, daha sonra çözümler üretip adaylarımızla tekrar sahaya çıkacağız. Yerelden gelebilecek işbirliği önerilerini de münferiden kuşkusuz değerlendireceğiz. Başkan adaylarımız milletimizin karşısına projeleriyle, çözümleriyle çıkacak. Temiz belediyecilik için siyasi ahlak ilkelerimizi hazırlayacağız ve yayınlayacağız. DEVA belediyeciliği işte bu; hem temiz hem etkin yönetim.
Bazı muhalif ekranların da bize haksızlık edeceğini biliyorduk sağlık olsun. En büyük gücümüz çalışkanlığımız, ideallerimizin net ve açık oluşu. Bizim alnımız açık başımız dik. Montaj videolarla insanların karşısına çıkmadık. Onun için kazandı ama helalinden kazanmadı diyorum. Tek kuruşluk kamu imkanı kullanmadık. Bunun için tam bağımsız siyasi partiyiz, Allahtan başka hiç kimsenin önünde eğilmeyiz. İnanın başaracağız, yeter ki güçlü duralım. Bizim için siyaset millete hizmet etmektir.”