TEDMEM, Türkiye'deki kişilerin eğitim süreçleri, eğitim sürecinin ardından iş gücüne katılım, öğrencilerin eğitime erişimine ve eğitime ayrılan finansal kaynaklara ilişkin rapor hazırladı. TEDMEM'in OECD ülkelerindeki rakamları baz alarak hazırladığı “Bir Bakışta Eğitim 2023: Türkiye Üzerine Değerlendirme ve Öneriler” raporunda şu bulgulara yer verildi:

HER ÜÇ YETİŞKİNDEN BİRİ ORTAÖĞRETİM MEZUNU DAHİ DEĞİL

"Modern ekonomilerde iş gücüne katılım için en az ortaöğretim mezunu olmak neredeyse bir zorunluluk haline gelmiştir. Buna bağlı olarak da ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç yetişkinlerin oranı neredeyse tüm ülkelerde her geçen yıl azalmaktadır. Ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç kadınların oranındaki en büyük düşüş ise Türkiye’de gerçekleşmiştir; 2015 yılında yüzde 52,1 olan bu oran 2022 yılında yüzde 33,7’ye gerilemiştir. Ancak ülkemizde ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç kadınların oranı hala oldukça yüksektir ve yüzde 12,0 olan OECD ülkeleri ortalamasının neredeyse üç katıdır.

Benzer şekilde, 2022 yılı verilerine göre ülkemizde ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç erkeklerin oranı yüzde 32,3 olup, bu oran yüzde 15,6 olan OECD ülkeleri ortalamasının üzerindedir. Bazı ülkelerde genç yetişkin nüfusun yüzde 90’ından fazlası en az ortaöğretim mezunuyken, ülkemizde hala 25-34 yaş aralığındaki her üç yetişkinden biri ortaöğretim mezunu dahi değildir.

Bununla birlikte, Türkiye’de ortaöğretim veya ortaöğretim sonrası-yükseköğretim öncesi okullardan mezun genç yetişkinlerin oranı neredeyse sabit kalırken, yükseköğretim mezunlarının oranında ciddi bir artış olduğu görülmektedir. 2015 yılında yüzde 27,5 olan yükseköğretim mezunu genç yetişkinlerin oranı 2022 yılında yüzde 41,2’ye yükselmiştir.

HER ÜÇ YETİŞKİNDEN BİRİ İLKOKUL MEZUNU

OECD ülkeleri ortalamasında ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkinlerin oranı yüzde 19,8’dir. Türkiye için ise bu oran yüzde 53,3’tür. Türkiye OECD ülkeleri arasında Meksika ve Kosta Rika’dan sonra bu oranın en yüksek olduğu üçüncü ülkedir. Türkiye’de 25- 64 yaş aralığındaki her üç yetişkinden biri ilkokul mezunudur. Türkiye’de ortaöğretim mezunu yetişkinlerin oranı ise yüzde 21,7’dir ve Türkiye OECD ülkeleri arasında bu oranın en düşük olduğu ülkelerden biridir."

TÜRKİYE'DEKİ GENÇLERİN YÜZDE 67,1'İ EĞİTİMDE DEĞİL

TEDMEM, OECD verilerinden yararlanarak yaptığı söz konusu araştırma raporunda Türkiye'de; 18 ile 24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 67,1'inin eğitimde olmadığını kaydederek şu bilgilere yer verdi:

Türkiye dahil pek çok ülkede gençler 18 yaşında ortaöğretimi tamamlamış olmaktadır. Bu nedenle, özellikle 18-24 yaş arası genç nüfusa ilişkin istihdam ve eğitim verilerinin incelenmesi oldukça önemlidir. Türkiye’de 18-24 yaş arasında gençlerin yüzde 67.1’i eğitimde değildir. Bir önceki yıla kıyasla bu oran yaklaşık 7 yüzde puan artmıştır. Türkiye, Yeni Zelanda’dan sonra bu oranın en yüksek olduğu ikinci OECD ülkesidir. Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki eğitim dışındaki gençlerin yaklaşık yarısı (yüzde 67,1’in içindeki yüzde 33,6) istihdamdadır. OECD ülkeleri ortalaması için ise eğitimde olmayan gençlerin oranı yüzde 45,8’dir.

Ne eğitimde ne istihdamda ifadesi eğitimde olmayan ve -iş arayışı olup olmamasına bakılmaksızın- çalışmayan bireyleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Buna göre, Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 9,4’ü işsiz ve yüzde 24,1’i iş gücüne dahil olmayanlar (inaktif) olmak üzere toplam yüzde 33,5’i ne eğitimde ne istihdamdadır. Geçtiğimiz yıla kıyasla bu oran yaklaşık yüzde 1,3 puan artış göstermiştir. OECD ülkeleri ortalaması için ise bu oran yüzde 14,7’dir. Türkiye OECD ülkeleri arasında ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranının en yüksek olduğu OECD ülkesidir.

Bununla birlikte Türkiye’de 18- 24 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı yüzde 44,9 iken erkeklerin oranı yüzde 22,7’dir. OECD ortalamasında ise ne eğitimde ne istihdamda olan aynı yaş grubundaki kadınların oranı yüzde15,5, erkeklerin oranı ise yüzde 14’tür.

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİM MEZUNLARININ YÜZDE 25,6'SI NE EĞİTİMDE NE İSTİHDAMDA

İstihdamda olmayan ve herhangi bir sebeple iş aramayan kişiler iş gücüne dahil olmayan (inaktif) kişiler olarak ifade edilir. Türkiye’de 25- 34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin iş gücüne dahil olmama oranları da OECD ülkeleri ortalamasının üzerindedir. Ortaöğretim veya ortaöğretim sonrası-yükseköğretim öncesi okullardan mezun genç yetişkinlerin iş gücüne katılmama oranı Türkiye’de yüzde 26,6, OECD ülkeleri ortalamasında ise yüzde 15,9’dur. Yükseköğretim mezunlarının iş gücüne dahil olmama oranı ise Türkiye’de yüzde 17,2 iken OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 9,5’tir.

Türkiye 25-29 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunları içinde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranının en yüksek olduğu ülkedir. OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 9,9 olan bu oran Türkiye’de yüzde 25,6’dır.

TÜRKİYE’DE ORTAÖĞRETİM MEZUNU DAHİ OLMAYAN YETİŞKİNLER ARASINDA İSTİHDAMDA OLANLARIN ORANI YÜZDE 52'DİR

Eğitim düzeyi ve istihdam oranları arasındaki pozitif ilişki hem Türkiye hem de OECD ülkeleri verileriyle ortaya koyulmuştur. 25-64 yaş aralığındaki nüfus için belirli bir eğitim düzeyindeki bireyler içinde istihdamda olanların oranı incelendiğinde, eğitim düzeyi arttıkça istihdam edilen bireylerin oranının da arttığı görülmektedir.

Türkiye’de ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkinler arasında istihdamda olanların oranı yüzde 52 iken, bu oran ortaöğretim mezunları için yüzde 62,5, yükseköğretim mezunları için ise yüzde 73,5’tir. OECD ülkeleri ortalamasında ise istihdam oranları ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkinler için yüzde 59,4, ortaöğretim veya ortaöğretim sonrası-yükseköğretim öncesi okul mezunları için yüzde 76,8, yükseköğretim mezunları için ise yüzde 86,4’tür

Eğitim düzeyi ve istihdam arasındaki pozitif ilişki ne yazık ki Türkiye’deki işsizlik verilerine yansımamaktadır. Türkiye’de 25-34 yaş aralığında ortaöğretim mezunu dahi olmayanlar, ortaöğretim mezunları ve yükseköğretim mezunları arasında işsizlik oranları açısından önemli bir fark bulunmamaktadır. Yükseköğretim mezunları için yüzde 12,7 olan işsizlik oranı, ortaöğretim mezunları için yüzde 12,1, ortaöğretim mezunu dahi olmayanlar için ise yüzde 12,8’dir. Ortaöğretim ve üzeri eğitim düzeyleri için Türkiye’deki işsizlik oranları OECD ülkeleri ortalamasına kıyasla daha yüksektir."

YÜZDE 53 DAHA FAZLA AYLIK KAZANÇ ELDE EDİYOR

TEDMEM; kişilerin eğitim düzeylerinin gelir durumuna etkisine ilişkin de raporunda şu verilere yer verdi:

"Eğitim düzeyinin artması istihdam edilebilirliği ve gelir durumunu olumlu etkilemektedir. 25- 64 yaş aralığındaki yetişkinlerin aylık kazancı eğitim durumuna göre kıyaslandığında, Türkiye’de yükseköğretim mezunu bir yetişkin ortaöğretim mezunu bir yetişkine kıyasla yüzde 53 daha fazla aylık kazanç elde etmektedir. 25- 64 yaş aralığındaki ortaöğretim mezunu yetişkinlerin aylık kazancı ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkinlerle kıyaslandığında ise, Türkiye’de ortaöğretim mezunu yetişkinlerin ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkinlerin yaklaşık iki katı kadar kazanç elde ettiği görülmektedir.

Türkiye’de 25- 64 yaş aralığındaki yetişkinlerin arasında ortaöğretim mezunu dahi olmayan kadınlar aynı eğitim düzeyindeki erkeklerin yüzde 74,3’ü, ortaöğretim mezunu kadınlar aynı eğitim düzeyindeki erkeklerin yüzde 79,2’si, yükseköğretim mezunu kadınlar ise aynı eğitim düzeyindeki erkeklerin yüzde 80,5’i kadar kazanç elde etmektedir. OECD ülkeleri ortalamasında ise aynı eğitim düzeyindeki kadınlar ve erkeklerin kazançları kıyaslandığında ortaöğretim mezunu dahi olmayan kadınların erkeklerin yüzde 79,5’i, ortaöğretim veya ortaöğretim sonrası-yükseköğretim öncesi okullardan mezun kadınların erkeklerin yüzde 79,7’si, yükseköğretim mezunu kadınların ise erkeklerin yüzde 77,3’ü kadar kazanç elde ettiği görülmektedir."

15-19 YAŞ ARALIĞINDAKİ OKULLAŞMA ORANI TÜRKİYE İÇİN YÜZDE 70,5’TİR

Raporda Türkiye'deki okullaşma oranına ilişkin ise şu bilgiler verildi:

"Yaş gruplarına göre okullaşma oranları incelendiğinde, Türkiye’de 6- 14 yaş arasındaki okullaşma oranının yüzde 100 olduğu görülmektedir. İlkokul ve ortaokul dönemlerine denk gelen bu yıllarda Türkiye’de tam okullaşma sağlanmıştır. Ancak ortaöğretim dönemini içine alan 15- 19 yaş aralığındaki okullaşma oranı Türkiye için yüzde 70,5’tir ve yüzde 83,9 olan OECD ülkeleri ortalamasının oldukça gerisindedir. Bu yaş grubunda Meksika, Kolombiya, Kosta Rika ve İsrail’den sonra, Türkiye bu oranın en düşük olduğu beşinci OECD ülkesi konumundadır.

15- 19 ve 20- 24 yaş grupları için eğitim düzeylerine göre okullaşma oranları detaylı incelendiğinde, Türkiye’deki 15- 19 yaş grubundaki gençlerin büyük çoğunluğunun ortaöğretim düzeyinde olduğu, bu yaş grubundaki gençlerin yüzde 33,5’inin genel ortaöğretime, yüzde 25,2’sinin ise mesleki ortaöğretime devam ettiği görülmektedir.

Hem Türkiye’de hem de OECD ülkelerinde 20- 24 yaş aralığında olup eğitime devam eden gençlerin büyük çoğunluğu lisans ve üzeri eğitim düzeyindedir. Türkiye’de bu yaş grubundaki gençlerin yüzde 15,7’si ön lisans, yüzde 28,7’si ise lisans ve üzeri eğitim düzeyindedir. Bununla birlikte, bu yaş grubundaki gençlerin yüzde 4,3’ü genel ortaöğretim, yüzde 1,3’ü mesleki ortaöğretim olmak üzere toplam yüzde 5,6’sı ortaöğretime devam etmektedir"

EN DÜŞÜK OLDUĞU ÜÇÜNCÜ OECD ÜLKESİ

Öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması, milli servetten eğitim kurumlarına ayrılan pay ve eğitim kurumlarına yapılan toplam harcamalarda kamu ve özel harcamaların payı göstergelerine ilişkin ise raporda şu bulgulara yer verildi:

"2020 yılı verilerine göre, tüm eğitim kademeleri birlikte ele alındığında, öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması Türkiye’de 5.352 dolar, OECD ülkeleri ortalamasında ise 12.647 dolardır. Buna göre, OECD ülkeleri ortalamasında tüm kademelerde öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması neredeyse Türkiye’nin iki katı kadardır. Türkiye bu harcama miktarı ile Meksika ve Kolombiya’dan sonra öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcamasının en düşük olduğu üçüncü OECD ülkesidir.

OECD ülkeleri ortalamasında öğrenci başına yapılan harcamanın en yüksek olduğu kademe yükseköğretimdir. Türkiye’de yükseköğretim kademesinde öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması Ar-Ge faaliyetleri dahil olmak üzere 9.288 dolardır. Her ne kadar bu harcama miktarı diğer kademelere kıyasla oldukça yüksek olsa da 18.105 dolar olan OECD ülkeleri ortalamasının neredeyse yarısına karşılık gelmektedir.

Türkiye’de eğitim kurumlarına GSYH’den ayrılan pay farklı eğitim kademeleri için ayrı ayrı incelendiğinde; Türkiye’de ilkokul kademesi için yapılan harcamaların GSYH’ye oranının OECD ülkeleri ortalamasına kıyasla oldukça düşük olduğu görülmektedir. Benzer şekilde, okul öncesi kademesinde de Türkiye’de yapılan eğitim harcamalarının GSYH’ye oranı yüzde 0,3’tür ve yüzde 0,7 olan OECD ülkeleri ortalamasından düşüktür.

Tüm eğitim kademeleri birlikte ele alındığında, öğrenci başına yapılan harcamaların kişi başına düşen GSYH’ye oranı Türkiye’de yüzde 19,1 iken, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 27,2’dir. Türkiye, İrlanda (yüzde 13) ve Meksika’dan (yüzde 17,5) sonra bu oranın en düşük olduğu üçüncü OECD ülkesidir.

Türkiye’de öğrenci başına yapılan harcamaların kişi başına düşen GSYH’ye oranının en düşük olduğu kademe yüzde 14,4 ile ortaokul, en yüksek olduğu kademe ise yüzde 33,2 ile yükseköğretimdir. Bununla birlikte Türkiye, öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcamasının kişi başına düşen GSYH’ye oranı açısından her eğitim kademesinde OECD ortalamasının gerisinde kalmaktadır.

OECD ülkeleri genelinde eğitim kurumlarına yapılan harcamaların ana kaynağı kamu harcamalarıdır. Bununla birlikte, özel harcamalar ve uluslararası harcamalar da eğitim kurumları harcaması için kaynak oluşturmaktadır. Türkiye’de özel harcamaların GSYH’ye oranı yükseköğretim öncesi kademeler için yüzde 0.8’dir ve yüzde 0,3 olan OECD ülkeleri ortalamasından yüksektir. Yükseköğretim kademesinde ise özel harcamaların GSYH’ye oranı Türkiye ve OECD ülkeleri ortalaması için birbirine oldukça yakındır."