Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) verilerine göre, kredi ve kredi kartı borçlarından dolayı takibe düşen yurttaşların sayısı arttı. ANKA Haber Ajansı'nın mikrofon uzattığı yurttaşlardan Zeynel Akcan, "Allah sabır versin millete. Her geçen gün kötüye gidiyor. korkuyorum, gerçekten korkuyorum" derken Faruk Kazancı "Ben daha önce beş tane kredi kartı kullanıyordum. O zaman ödeyebiliyordum ama şu an bir tane kredi kartı kullanayım ödeyemiyorum. Her şeyde kredi kartına yükleniyorsun. O yüzden ay sonu geldiği zaman işin içinden çıkamıyoruz" diyerek dert yandı.
BDDK'nın son açıkladığı verilere göre, bankaların vadesinde tahsil edemediği için icra takibine aldığı bireysel kredi ve kredi kartı borcu miktarı, 3 milyar 658 milyon liraya ulaştı.
ANKA Haber Ajansı muhabirinin mikrofon uzattığı yurttaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yüklendikleri kredi kartı borçlarını ödeyemez hale geldiklerinden yakındı. Yurttaşlar, şunları söyledi:
Faruk Kazancı: Ben daha önce beş tane kredi kartı kullanıyordum. O zaman ödeyebiliyordum ama şu an bir tane kredi kartı kullanayım ödeyemiyorum. Her şeyde kredi kartına yükleniyorsun. Alım gücü az olduğu için hep kredi kartına yükleniyoruz. O yüzden ay sonu geldiği zaman işin içinden çıkamıyoruz.
Ahmet Emin Ateş: Durum daha kötüye gidiyor. Bunun için ekonomist olmaya gerek yok. Her şey ortada. Kredi kartını kullanırken endişe duyuyoruz ama mecbur kullanıyoruz. Öğrenci olarak borç öderken kat kat zorlanıyoruz.
Adnan Göçmez: Sürekli daha kötüye gidiyor. insanların geliri giderlerini karşılamıyor, borcu borçla kapatmaya çalışıyor. Nereye kadar gider bilinmez. Ben kredi kartı kullanıyorum ama gelir-gider dengesini iyi kurmak gerekiyor. Kullandığım ya da yaptığım harcamalarda gelirimi aşmayacak şekilde ya da ay sonunda ödeyebileceğim kadar harcadığım zaman problem olmuyor. Ama kullanmak ve kullanmak arasında fark var.
Fikri Hasanoğlu: Ekonomi kötüye gidiyor. Millet kredi kartına yüklendi. Oradan alıp oraya veriyor.Ne yapsın? Ben de emekliyim. 12 bin 500 lira maaş alıyorum. 25 yıl prim ödedim. 25 yıl prim ödeyen de aynı parayı alıyor, 15 yıl prim ödeyen de aynı parayı alıyor. Bu haksızlık değil mi? O zaman benim 10 yıllık primimi iade etsin ben de aynı parayı alayım. Onun için mecbur kredi kartına yükleniyoruz.
Zeynel Akcan: Her geçen gün daha kötüye gidiyor. Allah sabır versin millete. Korkuyorum, gerçekten korkuyorum. Çünkü torunuma verecek harçlığı düşünüyorum.
Ahmet Çakır: Şu anda iyiye giden bir şey yok. Her şey kötüye gidiyor. 17 bin lira maaş alan insandan bugün bir ev kirası 20-25 bin lira istiyorlar. Eskiden iyiydi ama şu anda ortam bozuk. Önceleri herkes krediye yüklendi, banka da herkese kredi verdi. Şu anda bankaya gidip ev kredisi çekmek isteseniz, başka evinizi var mı? diye soruyorlar. Daha garantiye almak istiyorlar. O zamanlarda hiçbir şey sorulmadı. Takır takır krediler verildi. Diyelim bir kişi kredi çektiyse, üzerine de bir ev varsa banka borcunu ödemezsen icra yoluyla alıyor onu. Onun için çok açık veren, üzerinde hiçbir şey olmayan genç nesilin kredi borçları var. Bunun açığı da olacak, ödeyemeyecek. Sonu nereye giderse gidecek.
Mirza Çelikkale: Ülkemiz toprak olarak bütün kalmış ama ekonomi olarak Türkiye çökmüş durumda. Benim bir arkadaşım da borçlarını ödeyemedi. Resmen bankanın tuzağına düştü. En son çocuk dayanamadı intihar etti. O yüzden bankalar da, ülke de bayağı bitik durumdayız. Hükümetin değişmesi lazım. Yeni gelen hükümetten de ricamız bu duruma acilen el atması lazım. Yoksa gençliğin de, ülkenin de hali berbat durumda. Ben de bir kaç kez kredi çektim. Halen ödüyorum. Öde öde kurtulamıyorum. Bu sefer ek işe başladım. Oradan bir birikim yapmaya çalışıyorum. Onu da bu sefer kurtaramayınca, oraya yatırıyorum. Yani sıfıra sıfır çalışıyoruz şu anda.
Zeynel Kabakçı: Ben kullanmıyorum kredi kartı. Kredi kartını adam akıllı kullanmak lazım. Mesela ben emekliyim. Kredi kartını kullandığım zaman onun faizini nasıl ödeyeceğim? Onunu için adımını güzel atacaksın.
Dilek Parlak: Bence çok daha vahim bir noktaya gidiyoruz. Aldığımız hiçbir borcu ödeyemiyoruz ve gittikçe katlanan borçlarımız oluyor. Geçim inanılmaz zor durumda. Özellikle çocuklu aileler bu anlamda eminim çoğu bizim gibi aynı süreçten geçiyorlar. Tanıdıklarımıza gelen icra takibi gelen yok şu anda ama borcunu ödeyemeyen çok. Çevremizdeki insanların bir kısmı hatta çoğunluğundan fazlası şu anda borcunu ödeyemeyecek durumda. Ek iş yapıyorlar, eşleri çalışmaya başladı. Bir çok şeyden feragat ediyorlar. Yemekten, giyimden, tatilden feragat ediyorlar. Şu süreçlerde gerçekten zor günler geçiriyoruz. İnşallah ülkemiz adına çok daha aydınlık günler bizi bekliyor olacaktır.
Zekeriya Kutlu: Şu an tabii sıkıntılı bir durum. Ayağını yorganına göre uzatırsan hiçbir sıkıntı olmaz. Ben de kredi kartı kullanıyorum. Aşırıya gitmeyeceksin. Aşırıya gidersen, ucunu kaçırırsan tabiki ödeyemezsin. Kredi kartını kullanmasını bilirsen güzel bir şey ama bütçe dışına çıkarsan ödeyemezsin.
Aydın Karahasanoğlu: Durumlar daha kötüye gidiyor. Gidişat çok iyi değil. Diyorlar ki dünyada ekonomik sıkıntı var ama ben bakıyorum öyle bir sıkıntı yok dünyada. Türkiye'de pazara gidiyorsun 2-3 bir şey alıyorsun, torbayı doldurmuyor bile bin liradan aşağı çıkamıyorsun. Asgari ücretle geçinmek çok zor oldu. Bir ailede 2-3 kişi çalışmıyorsa o ailenin geçinmesi çok zor. Ölmek mi lazım yani ne yapmak lazım. Ben kredi kartı kullanmıyorum. Banka resmen sömürüyor. Param varsa yiyorum, param yoksa da aç geziyorum. Burnum dik geziyorum. Kimseye de eyvallahım yok.