İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında 9. Yargı Paketi, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi ile TÜİK açıkladığı enflasyon rakamları ve emekli maaşlarına yapılacak zam oranlarıyla ilgili eleştirilerde bulundu.
Dervişoğlu, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda maçta gol attıktan sonra bozkurt işareti yapan futbolcu Merih Demiral için ‘Onu alnından öpüyorum. Ama sadece bozkurt selamı yaptığı için değil işini layığıyla yaptığı, 'Türk, öğün, çalış, güven' sözlerinin timsali olduğu için alnından öpüyorum” ifadelerini kullandı.
Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş davasını da hatırlatan Dervişoğlu, “Elbette Sinan Ateş için, tüm Sinanlar için, adalet için buradayız. Anaların gözyaşlarını görmeyip, muktedirlerin tebessümlerine bakan; milletin çığlığına sağır, efendilerinin fısıltılarını dahi duyanlara karşı milletin sesi, anaların gözyaşı, çocukların çığlığı olarak buradayız. ve Bozkurtça haykırıyoruz: Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. Ya adalet ya kıyamet” diye konuştu.
"20 YILDA YÜZ KAT ARTIŞ, YÜZ KAT FAKİRLEŞMEK DEMEK"
Konuşmasında 9. Yargı Paketi’nde yer alan; vergi, resim, harç ve benzerleri alacakların “yeniden değerleme” oranı ile ilgili düzenlemeye dikkat çeken Dervişoğlu, “Mevcut yasal düzenleme diyor ki; ‘ortaya çıkan rakamın on lirayı aşmayan kısımları dikkate alınmaz.’ Yeni düzenlemeyle ne yapıyorlar? ‘Bin lirayı aşmayan kısmı dikkate alınmaz’ diye maddeyi değiştiriyorlar. Peki bu ne demek? Geçmişin 10 lirasının piyasadaki değeri, bugünün 1000 lirasına tekabül ediyor demek. Yani yirmi yılda yüz kat artış, yüz kat fakirleşmek demek. TÜİK’in sakladığını itiraf etmek demek. Vatandaş birbirine sövdükçe, vergimatik Mehmet ve tasarruftan muaf muktedirler de bir soluk, bir makam aracı daha alabilecek. Sevgili trollerimiz artık para vergimatikin havuzunda kalacak. Bir nevi 'sövme vergisi' yani. Peki başka neyi gösteriyor bu 9'uncu Yargı Paket'i? Hukuk tanımazlığı gösteriyor. Anayasa Mahkemesi kararlarının devamlı surette çiğneme iradesini ve onları uygulamamak için nasıl takla atıldığını gösteriyor” dedi.
"KADININ SOY İSMİYLE AİLE BÜTÜNLÜĞÜ BOZULMAZ"
9. Yargı Paketi’nde kadınların kendi soyadlarını kullanma hakkının engellendiğini ifade eden Dervişoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde verdiği kararı hatırlattı. Dervişoğlu, “Anayasa Mahkemesi kadının kendi soyadını kullanma hakkının engellenmesi ile ilgili de iptal kararı vermişti. Sarayın Beyleri diyor ki, sen bu kararı veremezsin. Neden? Aile bütünlüğüne zarar verir. Çünkü çocuk, hangi soyadı kullanacağını bilemez. Gerekçesi böyle vallahi. Türk ailesinin bütünlüğüne, Türk milletinin birliğine, en onulmaz zararları veren sizsiziniz. Medeni Kanun’da, nasıl ki erkeğin soyadı ile ilgili bir madde yoksa kadının soyadı ile ilgili bir madde de olmamalıdır. Kadının soy ismiyle aile bütünlüğü bozulmaz. Bozulursa sizin antisosyal politikalarınızla bozulur, ekonomiyi yönetememenizle, kadına karşı şiddeti alenen teşvik etmenizle bozulur. Çocuklarımızı merdiven altı tarikatların kucağına atmanızla, onlara sahip çıkmamanızla bozulur. Dedik ya AK Parti hep bir unutuluş halidir. Ama sonuç aynı. Ne hukuk biliyorlar, ne anayasa tanıyorlar, ne de insanlıktan nasiplenmişler. Anayasa Mahkemesi iptal mi etti. Yap-boz olmasın, boz-yap olsun diyelim. Aynısını geçirelim o da mı olmadı, bir de böyle deneyelim. Bu 9. Yargı Paketi filan değil. Bu olsa olsa Anayasayı yarma harekatı eylem planıdır” ifadelerini kullandı.
"VATANDAŞLARIMIZ İLE RESMEN DALGA GEÇMEKTİR"
Dervişoğlu konuşmasında, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ve bu kapsamda işçi, memur ve emeklilere yapılacak zam oranlarını eleştirdi. Dervişoğlu, “Milyonlarca emekli vatandaşımız geçtiğimiz hafta bir umut, hükümet yetkililerinden gelecek maaşlarında iyileştirme haberini beklediler. Kendilerine söz verilen refah payını beklediler. Ama AKP İktidarı onları bir kez daha hayal kırıklığına uğratarak kalan umutlarını da yıktı. Açıklanan enflasyon oranları ile SSK ve Bağkur emeklisi vatandaşlarımız yüzde 24,73, memur emeklisi vatandaşlarımız ise yüzde 19,73 oranında zam alacaklardır. Bu ülkede enflasyon TÜİK rakamlarına göre bile yüzde 75. İnsan utanır biraz. Açıklanan bu oranlar, enflasyon oranının tarihi rekorlar kırdığı şu ortamda vatandaşlarımız ile resmen dalga geçmektir” dedi.
"MESLEK KANUNU DEĞİL, MOBİNG KANUNUDUR"
Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi ile ilgili de eleştirilerde bulundu. Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Hep söylediğimiz gibi, yangın ve yıkım her yerdedir. Müfredat yıkımından sonra şimdi de yeni hedef, öğretmenlik meslek kanunu ile öğretmenlerimizdir. Yeni hazırlanan ve meclis gündemine getirilmek istenen öğretmenlik meslek kanunu teklifi, yıllardır zıvanasından çıkardıkları öğretmenlik mesleğine son darbe planlarıdır. Bu taslak, meslek kanunu değil, 'Öğretmenlere Mobing Kanunudur.' Meslek kanunu adı altında; ceza dayatmasıdır. Öğretmen atamalarının tamamen saray ve tarikat kontrolü altına alınmasıdır. Peki bu meseleler, kişiye özel kanunla bir gecede profesör ve rektör yapılan Milli Eğitim Bakanı'nın umurunda mıdır? Elbette değildir. Çünkü kendisinin tüm kariyeri boyunca, tarikat, cemaat ve onlara bağlı vakıflar arasında -elbette kendi vakfını da unutmadan- ballı ihale ve fiyakalı makam dengesi kurmak dışında ve sarayın gönlünü hoş etmek dışında hiçbir derdi olmadığını görüyoruz.”
"AĞIR BİR HASTA DEĞİL, ADETA BİR CESET VARDIR"
Suriye ile ilişkilerdeki yumuşama çabalarını da değerlendiren Dervişoğlu, “Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG’nin sözde kantonlar ilan etmesinin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra, nihayet Sayın Erdoğan, Beşar Esad’la görüşecek. Biz bu daveti, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına son derece uygun, fakat oldukça geç kalınmış bir adım olarak görüyoruz. Maalesef bu geç kalınmışlık, bir tedavi geç kalınmışlığı değildir. Ortada artık ağır bir hasta değil, adeta bir ceset vardır” değerlendirmesini yaptı.
"SAYIN ERDOĞAN MADEM ESAD'LA GÖRÜŞECEKTİNİZ..."
Dervişoğlu şöyle konuştu:
“Domatesin, biberin taneyle alınır hale geldiği, etin, peynirin ise zaten zengin yemeği haline geldiği ülkemizde, 'Afganlar giderse tarım biter' diyen utanmazlara bakanlık verdiniz, makamlar dağıttınız. Avrupalıların, sığınmacılar için verdiği üç kuruş para tatlı gelmiş olacak ki, bu tehditleri görmezden gelerek Türkiye’yi Avrupa’nın hendek ülkesi haline getirdiniz. Şimdi de kalkmış, Esad’la görüşebilirim diyorsunuz. Sayın Erdoğan, madem görüşecektiniz, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hangi akla hizmet bu külfeti çektirdiniz?"