Aydın Süt Üreticileri Birliği Başkanı Servet Başkaya, "Ağustos ayı itibarıyla sanayiciler, sütün fiyatını 14 liranın üzerinde kabul etmeyeceklerini bildirdiler. Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Girdi maliyetlerimiz hızla artıyor. Elektriğe yüzde 38 zam geldi, mazot fiyatları sürekli artıyor. Bu sektör, bu şartlarda sürdürülebilir olmaktan çıktı. Küçük üreticiler süt üretimini bırakıyor" dedi.
Sanayici süt firmalarının, Süt Konseyi'nin verdiği kararları uygulamaması, süt üreticilerini zor durumda bıraktı. Aydın Süt Üreticileri Birliği Başkanı Servet Başkaya, süt üreticilerinin büyük bir bölümünün maliyetlerin altında süt satmak zorunda kaldığını belirtti.
Servet Başkaya, şu ifadelere yer verdi:
"Sütün şu anki üretim maliyeti 17 liradır. BiZ sütü 17 liraya satmak bir yana, 15 liraya bile satmakta zorlanıyoruz. Yılbaşından bu yana süt fiyatları neredeyse aynı kaldı. Süt Konseyi, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 14.65 lira belirlemişti, soğutma ve nakliye fiyatları da dahil. Ancak bu fiyatlara uyulmadı. Üreticiler sütü 12.5- 14 lira arasında satmak zorunda kaldılar. Ağustos ayı itibarıyla sanayiciler, sütün fiyatını 14 liranın üzerinde kabul etmeyeceklerini bildirdiler. Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız."
“DEVLETİN VERDİĞİ DESTEKLER YETERL DEĞİL”
Süt üreticilerinin artan maliyetlerine dikkate çeken Başkaya, şunları söyledi:
"Girdi maliyetlerimiz hızla artıyor. Elektriğe yüzde 38 zam geldi, mazot fiyatları sürekli artıyor. Bu sektör, bu şartlarda sürdürülebilir olmaktan çıktı. Küçük üreticiler süt üretimini bırakıyor. Örneğin, Aydın Süt Üreticileri Birliği olarak yaklaşık 5 bin üyemiz vardı, ancak şu an süt desteklemesinden yararlanan üye sayısı 3 bin 400'e düştü. Devletin verdiği 30-50 kuruşluk destekler zamanında ödenmiyor ve yeterli olmuyor. Destekler, sütün üretim maliyetine göre belirlenmeli ve artırılmalı. Bugün süt desteklemeleri daha yüksek olmalı, çünkü üretici artık dayanacak durumda değil.
“BAKANLIK, BU KÂR MARJLARINI BELİRLEMELİ”
Süt sanayicileri, ‘Malları satamıyorum, elimde stok birikti’ gibi bahaneler öne sürüyor. Ancak bizden çıkan süt 15 lira, markette ise 35- 40 lira. Peynirin kilosu 280- 300 lira. Üretici fiyatı ile tüketici fiyatı arasındaki bu fark kabul edilemez. Bu farkın sebebi, gıda sektöründeki kâr marjlarının çok yüksek olması. Bakanlık, bu kâr marjlarını belirlemeli. Herkes yüzde 20 kâr etse, 15 liralık süt 30 liraya satılır. Ama nasıl oluyor da 40 liraya satılıyor?"
“TARIMIN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ TARIM BAKANLIĞI”
Başkaya, Türk tarımının en büyük sorunlarından birinin Tarım Bakanlığı ve tarımsal örgütler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bu iki kurum yeterince çalışmıyor. Örgütler, üreticiden topladıkları ürünlerin kalitesini ve fiyatını savunamıyor. Tarım Bakanlığı da tabandaki sesi iyi dinlemiyor. Yeni çıkarılan destekleme modeli, büyük işletmelere ve şirketleşmiş tarım kuruluşlarına daha fazla imkan sağlıyor, küçük üreticiler ise zor durumda kalıyor. Küçük üreticilerin alacağı destek bin lira bin 500 lirayı geçmeyecek, ancak büyük şirketler buzağı başına 10 bin lira alacak. Aile işletmeleri tarım sektöründen çekilmek zorunda kalacak."
''ÇOCUKLARIMIZI BU İŞTEN KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ''
Aydın'ın İsabeyli Mahallesi'nde hayvancılıkla uğraşan Bekir Elvan da yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı:
"2002 yılına kadar pamuk ekiyordum, ama pamukçuluk Aydın Ovası'nda bitti. Sonra sebzecilik ve seracılıkla uğraştım, ama bu işlerden de para kazanamadım. Şimdi hayvancılıkla uğraşıyorum, ama süt fiyatları bizi tatmin etmiyor, yemimizi bile karşılamıyor. Evlere süt satarak ayakta durmaya çalışıyorum. Sütü sütçüye versem, ineklerimi satmam gerekecek. Hanımla birlikte 24 saat çalışmamıza rağmen, asgari ücret dahi kazanamıyoruz. Bu işin sonu geldi, bırakmak zorunda kalacağız. Küçük işletmeler, birer ikişer hayvan besleyenler, hepsi hayvancılığı bıraktı. Eskiden köylüler hayvanlarını otlatır, ormanları temizlerdi, bu da yangınların azalmasını sağlardı. Ancak şimdi, tarım ve hayvancılığın bitmesiyle birlikte yangınlar da arttı. Maliyetler çok yüksek. Yem fiyatları sürekli artıyor, elektriğe zam geldi. Mısırı sulayamadım, silaj yaparak kurtarmaya çalıştım. Çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılıyoruz, ama bu işi devam ettiremeyeceğiz. Onlara başka bir iş yapmalarını söylemek zorunda kalıyoruz. Biz hayvancılıkla büyüdük ama çocuklarımızı bu işten kurtarmaya çalışıyoruz."