T24'ün haberine göre: Aile hekimleri 5-6-7 Kasım tarihlerinde Türkiye genelinde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Sağlık Bakanlığı’nın getirdiği yeni yönetmelik değişikliğine tepki olarak eyleme giden aile hekimleri, bakanlığın geri adım atmaması durumunda 3 günden fazla iş bırakmaya hazırlanıyor. Senaryolar arasından toplu istifa etme ihtimali de değerlendiriliyor.
30 Ekim tarihli yeni aile hekimliği yönetmeliğine göre; lohusalık süreci boyunca aile hekimini ziyaret etmeyen hastaların faturası hekime kesilecek, bakanlık aile hekiminin işe geç gelmesini sözleşme fesih gerekçesi olarak gösterebilecek, aile hekimlerine yapılan teşvik ödemesi hastanın başka kurumlara başvurma durumu ile belirlenecek, hekimlerin performans puanı ve maaşı hastanın muayene ardından vereceği puana göre belirlenecek, nüfus tavanının 4000’den 3500’e düşürülerek hekimlerin maaşlarının da bu metriğe göre hesaplanması sağlanacak, 6 ay muayene olmaya gelmeyen hastanın sorumluluğu aile hekimine yüklenecek, 1 sene içerisinde 7 kereden fazla gelen hastalar aile hekimlerinin maaş kaybetmesine neden olacak, Entegre Sağlık Merkezlerinde hizmet veren hekimlerin nöbet ücretlerini alabilmek için en az 48 saat nöbet tutması gerekecek.
Aile hekimleri bu hafta 5-6-7 Kasım tarihlerinde yeni yönetmeliği protesto etmek için 3 gün iş bıraktı. İş bırakma eyleminin etkilerini ve ilerleyen süreçlerde atılacak adımları T24’e değerlendiren Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Özgür Öz, “Bizim ana itirazımız hekimliğin törpülenmesinedir” ifadelerini kullandı.
İl sağlık müdürlüklerinin yapktıkları “eylem denetimleri”nde eksik tutanak tutarak katılan hekim sayısını az gösterdiği iddialarını yanıtlayan Öz, “Daha önce yapmadıkları şey değil” dedi.
HEKİM BİRLİĞİ SENDİKASI'NDAN BAKANLIĞA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK ÇAĞRISI
Hekim Birliği Sendikası, eylem öncesinde yaptığı çağrı paylaşımında Sağlık Bakanlığı’na taleplerini yineledi. Yeni yönetmelikle hekimlik onurunun zedelendiğini dile getiren sendika bakanlığa çağrıda bulundu.
1-Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbi donanımı ile aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
2-Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır.
3-Bunun için aile sağlığı merkezi sayısı, hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
4-Yeterli sayıda hemşire, ebe ve teknisyen görevlendirilmeli; aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenerek geliştirilmelidir.
5-Aile hekimlerine ve tüm sağlık çalışanlarına emekliliğe yansıyacak, tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde ve izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya birinci dereceden bir yakını vefat ettiğinde kesilmeyecek bir maaş ödenmelidir.
6-Gelire katkısı yüzde 20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin kalitesini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir.
"YETKİLİLER DE YÖNETMELİĞİ SAVUNAMIYOR"
“İlk etapta AHEF (Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu) Sağlık Bakanlığı ile görüşmüştü. Bakanlık yönetmeliği çok savunmuştu ve bu yönetmeliğin aynen geçeceğini söylemişlerdi. İş bırakma eyleminden önceki günün akşamı saat 21.00 gibi Hekimsen Başkanı Adil Bey toplantıya çağırılmış Kendisi de bir kaç kişiye davette bulunmuştu. Bakanlıkta o akşam bir görüşme oldu. Bakanlık tarafından eylem yapılmamaması diretildi o görüşmede. Yani bu aslında iş bırakma eylemlerinin sahada çok ciddi karşılıkları olduğunu gösteriyor. Hekimliğe doğrudan bir müdahale olduğu için yetkililer de yönetmeliği savunamıyor.”
“BİZİM ANA İTİRAZIMIZ HEKİMLİĞİN TÖRPÜLENMESİNEDİR"
“Sadece genel anlamda ‘taslak çok iyi, acele ediyorsunuz, maddi gelirinizde bir düşüş yaşanmayacak, lütfen sabırlı olun’ diye söylemlerde bulunuyorlar. Bizim ana itirazımız hekimliğin törpülenmesinedir, insanlık dışı çalışma şartlarınadır, entegrelerde 96 saat nöbet uygulamasınadır. Bu anlamlarda ciddi itirazlarımız var ve saha ciddi anlamda birbirine kilitlendi. ‘3 gün eylem yaptık bitti herkes dağılsın’ gibi bir şey değil bu devamı gelecek.”
“5 GÜN İŞ BIRAKILMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK"
“Önümüzdeki eylemsellik sürececini şöyle özetleyebilirim; öne çıkan 2 görüş bulunuyor. Aralığın ilk haftası, kasım sonu da tartışılıyor ancak çok mümkün görünmüyor. Aralığın ilk haftası veya 15’ine kadar minimum 3 gün olacak şekilde ikinci iş bırakma eylemini gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Eylem gibi ağırlığı yalnızca 1. Basamakta aile hekimlerinden oluşacak şekilde değil 2. be 3. basamakları da kapsayarak Sağlık-Sen’in de işin içinde dahil olduğu kitlesel bir eylem planlanıyor. 5 gün iş bırakılma ihtimali de çok yüksek.”
“İSTİFA ETTİĞİNİZ ZAMAN DİRENİŞİ SÖNDÜRMÜŞ OLMUYORSUNUZ"
“Toplu istifadan önce iş bırakma eylemlerini sıkılaştırmamız gerekiyor. Siz istifa ettiğiniz zaman direnişi sürdürmemiş oluyorsunuz. Çok daha uzun süreli iş bırakma eylemleri daha çok gündemimizde. Son noktaya kadar mücadeleyi devam ettirmek bana göre daha önemli. Tabii ki farklı düşünceler de tartışılıyor. Nasıl bir ortaklaşma olur onu bilemiyorum. Daha uzun süreli eylesellikler konusunda kararlılık var.”
“ARTIK BU NOKTADA İŞ HEKİMLİKTEN DE ÇIKIYOR"
“Hekimliğe çok ciddi müdahale var. Şiddet görüyoruz itiraz ediyoruz, maddi ve özlük hakları anlamında sıkıntılar var itiraz ediyoruz ama burada direkt mesleğimize yönelik bir müdahale var. Artık bu noktada iş hekimlikten de çıkıyor. Bizim orada olmamızın bir anlamı kalmıyor. Siz oraya formüllerle istatistikleri tutturacak veri uzmanları koyun o zaman. Hekimlere gerek kalmıyor.”
“SEVKİ AZALTMAYI HEDEFLEYEN YÖNETMELİK, DURUMU SEVKİ ARTIRIR HALE GETİRİYOR"
“Aşırı düzeyde randevu yüklenmesi söz konusu. Bazı durumlarda 5 dakikada bir hasta bakmamız bekleniyor. Bizim böyle duurumlarda hasta seçmemiz ve başka durumlarda ise bazı hastalara bakmamamız gerekiyor. Mecbur hastaları sevk etmemiz gerekiyor. Bu da hastanın oradan oraya gitmesine neden oluyor. Sevki azaltmayı hedefleyen yönetmelik sevki artırır hale geliyor. ‘1. Basamaktaki hekim hastaları tutsun, yükü onlar sırtlansın’ deniyor ama işleyişte tam tersi oluyor.”
“YÖNETMELİK PROBLEM ÇÖZÜYORMUŞ GİBİ GÖSTERİP PROBLEM YARATIYOR"
Yeni gelen yönetmeliğe karşı olma nedenlerimizden birisi de hastaların ilaçlara erişimini kısıtlayacak olması. Hekimlerin hastalarına yazacağı ilaçları il ortalamalarına endeksleyen bu yönetmelik aile hekimlerini maaşlarından kesinti olmasın diye ileç yazmamaya itiyor. Böyle bir durumda hiçbir hekim arkadaşım maaşlarını korumayı seçmez. Yönetmelik problem çözüyormuş gibi gösterip problem yaratıyor. İşi daha da karmaşık hale getiriyor.
“BU İŞ BÖYLE OLMAZ DİYORUZ VE BUNU SAVUNMAK ZORUNDAYIZ, BİLİM BÖYLE BİR ŞEY DEĞİL"
“Eylemsellik süreci sonuna kadar gider onu söyleyeyim. Bunun dönüşü yok çünkü hekimlik yapamıyoruz. Hekimlik yapamamayı biz nasıl kabul edebiliriz. Bir sonraki korkumuz da çok niteliksiz kadrolar geliyor. Açılan yeni üniversitelerde ders veren liyakatsiz öğretim görevlileri sistemi iyice kötü hale getirecektir. Bu iş böyle olmaz diyoruz ve bunu savunmak zorundayız. Bilim böyle bir şey değil.”
“SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN ETRAFINI DİĞER BAKANLIKLAR İLE KUŞATILIYORUZ"
"Eylem ardından Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçilmedi ancak diğer bakanlıklara bilgilendrme anlamında ziyaretlerimiz oldu. Maliye ve Çalışma Bakanlıkları il görüştük. Buradaki amacımız bizi dinlemeyen bakanlığın etrafını diğer bakanlıklar tarafından kuşatmak. Diğer bakanlıkların kısmı muhalefet etmesi ile elimizi güçlendirmek istiyoruz."
“BİZ İŞ BIRAKMAKTAN ZEVK ALMIYORUZ, BİZ İŞİMİZİ YAPMAK İSTİYORUZ"
“3-5 bürokratın oturup kendileri için en iyi olanın değil de sahada çalışan hekimleri sürece katarak daha sağlıklı bir yönetmelik ortaya konmasını istiyoruz. Oturalım bunları konuşalım ve bir yol haritası belirleyelim. Biz iş bırakmaktan zevk almıyoruz. Biz işimizi yapmak istiyoruz. Biz zaten işimizin yapılmasına izin verilmediği için eylemlerimizi yapıyoruz.”
“BUNUN YAPILMIŞ OLMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK"
“Biz il sağlık müdürlüklerinin her zaman istatistik üzerinden çalıştığı için bu tip şeyleri yapabildiklerini biliyoruz. İl sağlık müdürlükleri, yaptıkları denetimlerde eylemselliği düşük göstermek için iş bırakan hekimlerin tutanağını tutmayabiliyor. Bunun yapılmış olma ihtimali çok yüksek olan bir durum çünkü daha önceden yaşandı. İl sağlık müdürlükleri, bakanlığa söylendiği kadar bir etki olmadığını göstermek adına bir veri sunar. Net bir bilgi sahibi değilim ama yapılmış olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyebilirim.”